Yüce Allah, tarih boyunca ilk insanın yaratılışından bu
yana, dünyayı iki negatif gücün mücadele edeceği şekilde yaratmıştır.
Her dönemde ve her toplumda, Allah’ın hak dinini tebliğ eden elçiler ve
salih müminler olmuş; buna karşılık dinsizliğin propagandasını yapan
inkarcıların önde gelenleri de hak dine karşı amansız bir mücadele
vermişlerdir. Bu, Yüce Allah’ın Kuran ile insanlara bildirdiği bir
adetullahıdır.
Ahir zamanda ise, bu iki negatif gücün şiddeti, tarih boyunca
yaşananların en dikkat çekicilerinden olacaktır. Allah, kıyametten kısa
bir süre önce yaşanacak olan ahir zamanda tüm dünyaya İslam ahlakını
hakim kılması için Hz. Mehdi’yi görevlendirmiştir. 1400 yıldır İslam
aleminin ümit ve şevkle beklediği böyle önemli ve ihtişamlı bir görev
üstlenmiş olan Hz. Mehdi’nin karşısında da elbette bu görevin
büyüklüğüne zemin hazırlayacak şiddetle bir negatif güç olacaktır. İşte
Allah’ın Hz. Mehdi karşısında yarattığı diğer zıt güç de Deccal’dir.Hz. Mehdi’nin zuhuru için, Allah’ın adetullahına göre imtihan kastıyla ahir zamanın dejenere ortamını oluşturacak çeşitli vesilelerin ortaya çıkması; dünya çapında inkar ve dinsizliğin yaygınlaşması gerekmektedir. Hz. Mehdi’nin zuhuru için yaratılmış olan bu özel negatif güçler, 20. ve 21 yüzyılda insanları Allah’ın yolundan uzaklaştırabilmek için özel görevler edinmişlerdir. Bunların temel kaynağı ise, yüzyılın en büyük aldatmacası olan, tüm Deccali fikir sistemlerin temelini teşkil eden Darwinizm’dir.
Ahir zamanda Deccaliyet’in en büyük temsilcilerinden biri Darwin olmuştur. Darwin, yüzyılın en büyük aldatmacasını tüm dünyaya yaymıştır. Bütün dünya bu kitle aldatmacasının esiri olmuştur. Yüzbinlerce insan, yüzbinlerce üniversite profesörü, yüzbinlerce akademi üyesi bu safsataya kanmıştır. Bu safsatatüm dünyanın büyük devletlerinin üniversitelerini fikri esaret altına almıştır. Dünyayı Allah’ın yaratması ile açıklamak istemeyen kişiler, inanılması en zor olan fakat anlatımı en basit olan yönteme, evrim teorisine başvurmuşlardır. “Dünyada ilk başta çamurlu sular vardı” demişler, tesadüfler sonucu çamurlu suyun içinde proteinlerin ön maddesinin oluştuğunu iddia etmişlerdir. Bunların tümünün tesadüfen birleştiğini, tesadüfen oluşması imkansız olan proteinleri meydana getirdiklerini söylemişlerdir. Ardından “proteinler birleşti, hücre oluştu, hücre canlandı ve çoğaldı, kol ve bacak ortaya çıktı, oradan göz ve kulak oluştu” demişlerdir. Sonra “göz tesadüfen görmeye, kulak tesadüfen duymaya başladı” demişlerdir. Ardından oluşan parmakların tesadüfen hissetmeye, burnun tesadüfen koku almaya, dilin de tesadüfen tat almaya başladığını iddia etmişlerdir. Ve bu yalanı yıllarca sürdürüp şaşırtıcı şekilde insanları bu safsataya inandırmışlardır.
Bu şuna benzer: “Bir kabın içine her türlü kimyevi maddeyi koyalım. Sonra torunlarımıza vasiyet ederek o kabın başında milyonlarca sene bekleyelim. En sonunda da, bunun içinden zürafalar, kaplanlar, kayısı ağaçları, karpuzlar, kavunlar, muhabbet kuşları, tavus kuşları, kediler, filler, kirazlar ve insan çıksın!”
İşte Darwinizm özetle bunu anlatır. Ve bu sahte ve basit açıklama ile
bütün dünyayı hipnotize ederek kandırmıştır. Yüzbinlerce profesör,
yüzbinlerce doçent, yüzbinlerce eğitmen bu safsatanın izinden
gitmişlerdir. Bu aldatmacaya inanmayanları “yoksa sen inanmıyor musun! “
diye psikolojik baskı yaparak, okullardan atarak, görevlerine son
vererek sindirmişlerdir. Darwinizm tüm dünyada adeta bir terör sistemi
oluşturmuştur.
Aslında Darwinizm’in bir safsata olduğunu Darwinist yalanı
savunanların kendileri de bilmektedir. Tıpkı Hz. İbrahim’in kavminin,
putların hiçbir güçlerinin olmadığını bilmelerine rağmen puta tapıcılığa
devam etmeleri gibi. Yüce Allah, bu putperest kavmin durumunu
ayetlerinde şöyle haber vermiştir:“Böylece o (İbrahim), yalnızca büyükleri hariç olmak üzere onları paramparça etti; belki ona başvururlar diye”. (Enbiya Suresi, 58)
“Dediler ki: “Ey İbrahim, bunu ilahlarımıza sen mi yaptın?” “Hayır” dedi. “Bu yapmıştır, bu onların büyükleridir; eğer konuşabiliyorsa, siz onlara soruverin.” Bunun üzerine kendi vicdanlarına başvurdular da; “Gerçek şu ki, zalim olanlar sizlersiniz (biziz)” dediler. Sonra, yine tepeleri üstüne ters döndüler: “Andolsun, bunların konuşamayacaklarını sen de bilmektesin.” (Enbiya Suresi, 62-65)
Darwinistlerin durumu da böyledir. Hatta atomları putlaştıran, katrilyon çarpı katrilyon tane atomu ilah edinen bu çarpık zihniyet, geçmişteki müşriklerin mantığından çok daha kötü bir konumdadır.
Darwin bu çarpık ve zayıf iddia ile başka deccaller de üretmiştir. Darwin; Marks, Lenin, Stalin, Mao, Hitler, Mussolini gibi kitleleri katleden kan dökücü komünist ve faşist diktatörlerin tümünü yetiştiren büyük şaman rahibidir.
Fakat Darwin, insan aklının alabileceği en zayıf ateist inançla ortaya çıkmıştır. Öyle ki bu, üflense yıkılacak tarzda son derece çürük bir mantığa dayanır. İşte bu sistem, Hz. Mehdi’nin zuhuru için özel olarak yaratılmıştır. Bu kadar büyük çaplı olmasının sebebi, insanların şeytana ne kadar kolay esir düşeceğinin ve mehdiliğin de bu sistemi ne kadar kolay yıkacağının görülmesi içindir. Bu, Hz. Mehdi’nin tek bir nefesi ile yok olacak bir sistemdir. Nitekim şu anda bu sistem, Mehdi öncülerinin faaliyetleri ile bile yıkılmış durumdadır.
Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde, dünyayı aldatan deccali fikir sisteminin Hz. Mehdi’nin tek bir nefesiyle yok edileceği rivayet edilmiştir:
…O’nun nefesinin kokusunu duyan hiçbir kafirin ölmemesi mümkün değildir. Deccal’in yalancı olduğu etrafa dalga dalga yayılacaktır. Deccaliyet perişan olacak fikir sistemi yok edilecektir.
Yüce Rabbimiz ayetinde bu gerçeği şöyle haber vermiştir:
“Hayır, Biz hakkı batılın üstüne fırlatırız, o da onun beynini darmadağın eder. Bir de bakarsın ki, o, yok olup gitmiştir. (Allah’a karşı) Nitelendiregeldiklerinizden dolayı eyvahlar size.” (Enbiya Suresi, 18)
Darwinistler, bir gün önlerine teorilerini çürüten 100 milyon fosil konacağını beklememişlerdir. Proteinlerin tesadüfen oluşamayacağının bilimsel olarak kanıtlanacağını ummamışlardır. Ara fosil olmadığı gerçeğinin ortaya çıkacağını tahmin etmemişlerdir. Ara form olarak iddia edilen fosillerin tümünün soyu tükenmiş mükemmel canlılar olduğunu ve evrime delil gösterilen kafataslarının tümünün sahte olduğunu bütün dünyanın öğreneceğine ihtimal vermemişlerdir. Darwinistler şu anda adeta şoktadırlar. Tüm dünyaya yaydıkları bu safsatanın bu kadar kolay ve hızlı yıkılacağını beklememişlerdir.
“Onları siz öldürmediniz, ama onları Allah öldürdü; attığın zaman sen atmadın, ama Allah attı. Mü’minleri Kendinden güzel bir imtihanla imtihan etmek için (yaptı.) Şüphesiz Allah, işitendir, bilendir.” (Enfal Suresi, 17)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder