7 Haziran 2012 Perşembe

“TESADÜF” CANLILARI YARATIP GELİŞTİRİR Mİ?

Darwinistler “Renkleri maymunlar sayesinde görüyoruz” iddiasını ortaya atmışlar ve insanın renkleri görebilmesinin nedenini de buna dayandırmışlardı! Yayınlanan bir haberde kısaca, maymunların kendilerine yararlı besinleri bulabilmeleri için yeşil, kırmızı ve sarı renkleri ayırdedebilmeleri gerektiği ve bu nedenle renkleri birbirinden ayırdedebilme yeteneğini geliştirdikleri iddia ediliyordu.
Bu iddianın ne kadar akıl dışı olduğunu görmek içinse çok az bile olsun düşünmek yeterlidir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, dile getirilen bu evrimci iddia, bilimsel yönden muhatap alınıp üzerinde yorum yapmayı gerektirecek bir iddia değil, bilimsel açıdan hiç bir manası olmayan bir “saçmalık”tır. Öncelikle doğada pek çok canlının renkli görme yeteneği varken, insanla maymun arasında renkli görme yeteneğine dayalı bir ilişki kurmaya çalışmak, cehaletten başka bir şey değildir. Öte yandan haberde, maymunların meyveleri ayırdetmek istedikleri için renkli görme yeteneklerinin ortaya çıktığı öne sürülmektedir. Yani haber, canlıların sadece “istek” yoluyla kendi beden yapılarını değiştirebilecekleri gibi şaşırtıcı derecede saçma bir mantığa dayalıdır. Bilimle az da olsa ilgisi olan hiç bir kimse tarafından savunulamayacak olan bu iddia, Ortaçağ hurafelerini andıran bir saçmalıktır.
Biz yine de bu haberi biraz irdeleyelim ve bu bilim ve akıl dışı iddiayı akıl ve bilim ışığında inceleyelim.
Söz konusu senaryoyu gözönünde canlandırmak için, renkleri henüz ayırdedemeyen ve renksiz bir dünya gören bir maymunu düşünün. Evrimcilere göre, bu maymun önce son derece bilinçli ve akılcı bir şekilde, “kendime en faydalı yiyecekleri bulmam gerekiyor. Bunlar (yazıda belirtildiğine göre) besleyici kızılımsı yaprakları olan meyvalar. Ama bunun için önce renkleri görebilmem gerekir” diye düşünmektedir. (Bu arada, o güne kadar renkleri görmemiş bir maymunun renk kavramından haberdar olduğunu da kabul ederek böyle bir varsayımda bulunmak gerekir.)
C:\Users\kişi\Desktop\maymun_monkey2.jpg
Ve yine bu senaryoya göre, bu “baskı” altında yaşayan maymunun göz hücreleri bir anda renkleri birbirinden ayırdedecek özellikler kazanmaya başlar. Hücreler birçok değişim geçirir, ve renkleri ayırdedecek hale gelirler. Peki şuursuz, akıl ve bilgiden yoksun hücreler, maymunun renkleri ayırdetme ihtiyacı içinde olduğunu nereden anlamışlardır? (Maymunun renkleri ayırdetme ihtiyacını bilinçli olarak hissedebildiği varsayımını kabul ederek bu sorunun sorulabileceğini hatırlayalım.)
Bunu da bir an için kabul edelim ve şuursuz hücrelerin maymunun bu ihtiyacını anladıklarını ve renk kavramından da haberdar olduklarını varsayalım. Peki bu durumda, hücreler renkleri görebilmek için gerekli değişimi nasıl sağlayacaklardır? Kendilerine bu özellikleri nasıl kazandıracaklardır? Hangi rastgele gelişen doğa olayı, renkleri göremeyen hücreleri renkleri görebilen hale getirecektir? Bunlar, haberdeki saçmalığı ortaya koyan cevapsız sorudan sadece bir kaçıdır.
Bu haberdeki mantık, evrimcilerin klasik içi boş, hiçbir bilimsel ve mantiki temeli olmayan, hayali senaryolarına bir örnektir. Gerçekte tüm evrimci literatür bu gibi senaryolarla doludur. Hepsinde bir gün ormanda dolaşan bir maymunun, suda yüzen bir balığın veya çöldeki bir sürüngenin, birden bire bir şeyi görme veya hissetme ihtiyacı hissettiği ve bunun sonucunda mükemmel gözlere, akciğerlere, kanatlara sahip olduğunu anlatan hikayeler vardır. Ancak, bu olayların nasıl geliştiğini, bir kolu kanada, bir solungacı akciğere veya renkleri görmeyen bir gözü rengarenk bir dünya gören bir göze çeviren olayların ve mekanizmaların neler olduğunu, ve bu dönüşümün kimin karar ve iradesiyle meydana geldiğini hiçbir zaman açıklamazlar.
Aslında bu durum, evrim teorisinin bilimsel bir kuram değil, batıl bir inanç olduğunun da göstergesidir. Bu haberi ve benzeri evrimci zırvaları incelerseniz, ilginç bir gerçekle karşılaşırsınız: Evrimciler, doğada hangi canlı neye ihtiyaç duyuyorsa, bu ihtiyaca hemen cevap veren ona göre bir evrim başlatıp canlıya yeni özellikler katan “sihirli” bir mekanizma olduğunu sanmaktadırlar. Kimi zaman “Tabiat Ana” adını taktıkları bu hayali irade, aslında evrimcilerin farkında olmadan tapındıkları tesadüf putudur. Oysa gerçekte putların hiç bir şeye gücü yetmez. “Doğa”nın ve “tesadüf”ün de canlılar yaratmak ve geliştirmek gibi bir gücü yoktur.
Canlıları ve tüm doğayı yaratan tek bir ilah vardır. O, tüm alemlerin Rabbi olan Yüce Allah’tır.
C:\Users\kişi\Desktop\kelebk animals.jpg
Evrimci yayınlar, bu gibi saçmalıkları büyük puntolu haberle, “evrim” resimleriyle birlikte yayınlayarak, muhtemelen üzerlerine düşen Darwinist görevi yaptıklarına ve bilimsel gerçeklere rağmen evrim propagandasını sürdürdüklerine inanmaktadırlar. Ancak, gözardı ettikleri bir gerçek vardır: Artık insanlar evrim teorisi hakkındaki bilimsel gerçeklerden haberdardır. Ve “renkleri maymunlar sayesinde görüyoruz” gibi safsatalara kanmamaktadır.
Darwinizm’in saçmalığı artık ülkemizde bilinmektedir ve artık insanlarımız, renkleri Allah’ın nimeti ve rahmeti sayesinde” gördüğümüzü bilmektedirler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder